Öğrenci Efsaneleri

01.07.2009

Din Dersi

-cocuklar cehennem cuma gunu safak vaktinde olucakdır

-ama hocam nereye gore safak vakti?bizde safak vaktiyken dier tarafda gece oluyor..

-numaran kacdı senin?

-nolduki hocam?

-cok guzel soru sordun 5 vericem..cevabını bilmiyorum cunku..


arapca bilenler el kaldirsin...(sadece 1 kisi el kaldirir...)

-afferim kizim ayseeeee... siz niye bilmiyonuz? nasi dua ediyonuzzz???

-hocam ben turkce dua ediyorum.

-olmaazzz! arapca edicen! turkce kabul olmaaazzz!

-niye hocam, allah turkce bilmiyo mu?

-haaşaaaa! haaaaaaaşşşşşaaaaaaaaaaa!!!


-çocuklar cuma namazı herkese açık olan bir yerde kılınır

-hocam bizim ev herkese açık bizim evde niye kılmıyolar

-olmaz oğlum istediğin her zaman girebileceğin bir yer olmalı

-hocam bizim eve istediğiniz zaman gelebilirsiniz ama

-oğlum sizin ev genelev mi?


-hocam ramazanda vuruşmak yasak mı?

-iftar a kadar yasak iftardan sonra atış serbest çocuklar.

-olum seni dovup dışarı atarım annadın mı...

-evet hocam...

-s.. git evladım

-peki hocam....


hocam dinen viagra kullanmak caiz midir?

-oğlum sen bu yaşta viagrayı soruyosan sana ilerde kriko gerekecek benden sölemesi.


konya gundogdu lisesi.. hoca salih odabaşı.. iyi de bi adamdı.. şive olayı vardı biraz..

- yazın evladım.. gattolitik bopazlar.. (katolik papaz)

- pardon hocam??

- gattolitik bopaz evladım aaaa..

- tamam hocam pardon..


-cocuklar simdi ahiret gununde butun herkez tartilicak, sevaplari gunahlarindan fazla olanlar sirat koprusunden gecerek cennete ulasicak

-hocam nasi bir sey o sirat koprusu

-kil gibi ince kilic gibi keskin

-e nasi geciyoruzki biz ordan hocam? ayagimiz acir, duramayiz ustunde denge diye birsey var herkez cehenneme duser boyle hocam.

-sevabi fazla olanlara o kopru boyle otoban gibi genis gelecek

-e hocam sevabi fazla olanlar gecicekse kildan kopruye otobana ne gerek var? allah sevabi cok olana gec desin gecsin, az olana cehenneme git desin gitsin, sanki itirazmi edicez koca allaha

-sus esek sipasi aklin ermez senin allahin isine tovbe summe hasa tovbe


ortmen:bu evren,bu kuslar,bu bocekler çiçekler, hepsi yuce rabbimizin bizlere birer armaganıdır..kendı vucudunuza bır bakın..bu mukemmeliyeti baska kim yapabilirdi ki? mesela gozlerimiz..yuzumuzde yani ona en uygun yerde..gozlerımız diz kapakalrımızda olsaydı ne kadar çirkin olurdu degil mi?

ben:itirazım vaaaaaaaar..

ortmen:soyle cocugum!

ben:eger gozlerımız diz kapaklarımızda olsaydı degişen hicbirsey olmazdı,cunku herkesın gozlerı dız kapaklarında olurdu,o zaman da siz "cocuklarım gozlerımız yuzumuzde olsaydı ne kadar cirkin olurdu" derdiniz ben de itirazım vaaaaaaaaar derdim..


derse aldigim kedi yavrusu sinifta gezerken

hoca: kim soktu bu mendebur hayvani sinifa?

ben: beeen. ama hocam o da alahin yarattigi bir varlik degil mi? yazik...

hoca: ??? e tabi, o da allah-i teala'nin yarattigi bir mahluk. hem peygamber efendimiz de severmis. ay pek de sevimli kerata...


-hocam o işi yapmak günahmı

-hangi işi evladım?

-o işi işte hocam

-haa elle tatminmi. günah günah.

-hocam siz şimdi hiç dokunmadınızmı yani?

-gelirsem oraya dokunduracağım yeri biliyorum tövbe tövbee

-ahauh


h: hoca

ö1: ögrenci 1

ö2: ögrenci 2

ö1-hocam n'olcak bu cimbomun hali?

h-bak simdi tugay'i al orta sahaya yerine de ergun'u koy bak ne guzel is yapar

ö2-hocam mudur bey bakiyor!

h-ahlak ve fazileeet her zaman muslumana yakisir,

ö2-tamam hocam gitti

h-sora hakan unsal'i geriye almak lazim..


- peygamberimiz hazreti muhammed salallahu aleyhi vesellem de iftarını hurma ile açarmış...

- hocam, mekke'de iskender kebap varmış da muhammed mi yemiyomuş?

- sus! terbiyesiz, zındık, kâfir!...


din hocasi-cocuklarim eger dünya güneş'e bir cm yakin olsaydi her yer erir eger bir cm uzak olsaydi her taraf donar ve yasayamazdik....allah'in oldugunu bundan anlayabiliriz

kevin-e iyide hocam dünya gunes'e 18 ocakta yakinlasir 21 hazirandada uzaklasir... hemde bir cm degil yaklasik 2 milyon kilometre...ee hic bir sey olmuyor...

din hocasi-iste buda allah'in bir mucizesidir evladim...otur...laubali ükelaaaaaa...


İmam Hatip Lisesinde teftiş yapan bir müfettiş sınıfa girer. Ders Kur'an-ı Kerim' dir. Bir ogrenciyi kaldırarak ismini sorar.

Öğrenci: "Fatih" diye cevap verir ...

Müfettiş: "Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım..."

Çocuk sureyi okur. Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir. Müfettiş yine sorar...

"İsmin ne çocuğum ?"

Çocuk cevap verir :

"Yasin ama arkadaşlar Kevser derler"


Din hocası hz. muhammed ile hz.ali arasındaki bir diyalogu yazin demis. hani kitapta geçen özlü sözler tarzında, yanıtlardan biri söyleymiş

hz.muhammed: günaydın ali

hz.ali: sana da günaydın muhammed nasılsın?


***


Bilgisayar Dersi

Bilgisayarda çalışan öğrencinin elektrik kesildikten 15 dakika sonraki sorusu;

- Elektrik mi kesik?


- Boş bilgisayar yok mu?

- Yok

- Hiç mi yok?


- Word'lü bilgisayar var mı?

- Hayır çilekli ve vanilyalı var sadece.


- Çıkıntı alabilirmiyim? (Printerdan çıktı almak için öğrencinin sorusu)


-Çıktılar hep siyah beyazmı oluyor?

-Hayır ara sıra yeşil üzerine eflatun ördek desenlide çıkıyor.


-14 numaralı bilgisayar çok salak hocam yaaaaa...


Bilgisayarında resimli ekran koruyucusu çıkan öğrenci koşarak gelir;

-Hocam bilgisayarıma bişey oldu!!


-Yer var m??

-Var.. Pencere kenarımı olsun koridor mu?

-Hı??..


-Bilgisayar alabilirmiyim?

-Tabi 1 mi olsun 1,5 mu?


-Boş masa var mı?

-Masa değil bilgisayar var.


-Sadece bilgisayar istiyorum.

-Ama biz yanında plastik tarak, 10 tane çengelli iğne, birde limon kolonyası veriyoruz. Onlarıda alın


-Hocam 1 saat sonra bu ödevi teslim etmem lazım. 4 sayfa yazılacak. Ay ne yapıcam ben?

-Son 1 saate kadar aklın nerdeydi?


-İçeriye yiyecekle girme lütfen arkadaşım!..

-Hocam hemen çıkıcam

-E herhalde çıkacaksın. Yatıya gelmedin di mi?


-Hocam ....... adlı şarkıyı çalarmısınız?

-Peçeteye yaz ver...

10 dakika sonra öğrenciden peçeteye yazılı olarak şarkı isteği geldi.


-Hocam sınavdan çıktım çok kötü geçti...

-Olsun mühim olan katılmaktı...


-Internet var mı?

-Hayır kesik..

30 dakika sonra aynı insan -Internet geldimi?

-Hayır hala yok.

30 dakika sonra aynı insan

-Hocam baktım ama internet hala yok galiba!


-Disketle birliktemi yazmaya başlayacağım?

-Evet bir iki üç diyince aynı anda başlayacaksın..


-3.5 A'yı bulamıyorum (öğrenci disket sürücüyü soruyor)

-A 3.5'mu atıyor???


-2-3 dakika yazıcıya çıktı göndermeyin...

-Yani yazıcıya çıktı göndermiyecek miyiz?


-Masa alabilir miyim?

-Sitelerden bulabilirsin


-Word'un olduğu bir yere oturup yazı yazabilir miyim?

-Word'e sor kabule ederse oturursun


-Ders mi var?

-Hayır internet kesik.

-O zaman girmeyeyim.


-Bilgisayara disket sokabilir miyiz?


-Bilgisayar disketi hapsetti vermiyor.. naapcam?


-Internet kesik mi?

-Kesik

-E-mail lerimize bakamaz mıyız??


-Internet ne zaman gelicek?

-Sabah kargoya verilmiş yarın sabah elimizde olur


-Internet kesik mi?

-Evet kesik..

-Nasıl kesik?

-Ortasından kesilmiş valla bende anlamadım


-Internet bilinçli olarak mı kesik?

-Evet gıcıklık olsun diye kestik


-Hocam yeriniz var mı?

-Hayır bugün düğün var... her yer rezerve edildi...


-Hocam internet oldu mu?

-Hayır hala fırında 5 dakika daha kızarması gerekiyor....


-Bilgisayara girebilir miyiz?

-Hayır çünkü kapısı yok. Olsa da içine sığamazsınız

-Niye? Hepsi boş ama

-Onlar boş değil. Önündeki sandalyeler boş. Siz bilgisayar kullanabilirsiniz.

-Haa evet yani?!

-Yalnız internet erişimimiz yok. Bizden kaynaklanan bir sorun değil

-Eeeee... Niye baştan söylemiyorsunuz?


-Hocam biz disketle çalışıcaz

-Benden istediğiniz nedir?

-Hemen bir düzeltme yapıp çıkacağız...

-Tabi buyrun aa sonuç olarak bilgisayar mı istiyorsunuz?

-Hayır disketle çalışacağız...

-O zaman disket 300.000 lira size bir adet vereyim..

-Hayır teşekkürler bizim disketimiz var...

-O zaman laboratuvara niçin geldiniz? Disketinizle dışarıda da çalışabilirdiniz....


-Internet bağlantısı var mı?

-Yok

-LES sonuçlarına bakacaktım

-Ama internet kesik işte.. bakamayacaksın

-Hemen bir baksak??

-Yaw iyide internet kesik amaaa

-Gerçekten yok mu?

Yanındaki diğer öğrenci;

- Bak bak orayada yazmışlar zaten

-Daha ne diyim bilmiyorum valla. Yok işte internet..

-E peki akşam evden bakarım o zaman

-En iyisi


-Bilgisayar alabilir miyim?

-Tabii

-İnternete giricem.. ilk defa geliyorum

-Heyecanlı mısın?


-Hocam yazıcı çalışıyor mu?

-Hayır bugün izinli..

-Nasıl yani???


-İnternete girmek istiyorum.. Girebilir miyim?

-Tabii ama bu kıyafetle giremezsin.. Üstünü değiştirmen lazım


Monitörün üzerinde takılı duran kağıt tutacağını gören öğrenci;

-Hocam bu dikiz aynası mı????


Bayan öğrenci bilgisayar kartını verip kimliğini almak ister. Fakat görevli yanlışlıkla başka bir bayan öğrencinin kimliğini verir. Öğrenci;

- Ama bu benim kimliğim değil ki!!

- Olsun ama bu da sana yakıştı bence

Öğrenci kimliğe şöyle bir bakar ve;

- Ama ben daha güzelim...

- Hadi yaaa???


- Hocam tuşların karışmış olma ihtimali var mı?

- Evet dibi tutmasın diye ara sıra karıştırıyorum


- En erken hangisi boşalır?

- Bilgisayarların özel hayatı bizi ilgilendirmez!!


- Sınav var... Sınavı olmayanlar lütfen çıksın arkadaşlar..

- Hocam benimde Pazartesi sınavım var çıkmasam olur mu?


- Hocam buradaki bilgisayarlarda yazı yazılabiliyor mu?

- Hayır biz bu makinaları dolma sarmak için kullanıyoruz.


***


HANGİ SINIF?

Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi. Sinif hep birden "Günaydin, hocam!" deyince, "A! Siz birinci sinifsiniz," dedi. Sonra açikladi: "Bir hoca sinifa girip "Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar. Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master ogrencisidirler.


***


Diğer Efsaneler...

ODTU' de yemekhaneye giren bir ogrenci tum yerler dolu oldugundan gidipUniversite profesorunun oturdugu masaya oturmus.Profesor kaslar?n? catarak: " Okuzlerve kuslar ayni masada oturamaz!" Ogrenci: "O zaman ben ucuyorum..."Profesor cevaba cok sinirlenmis, sinavda ogrenciye takmis ve sinavini basarisizgecmesi icin elinden geleni yapmis.Yanliz sinavda ogrenci tumsorulari mukemmel bir sekildecevaplamis.Profesor ogrenciye: Sana son bir sorusoracagim - demis.Yolda yururken iki torbabuldugunuhayalet, birinde akil var, digerinde ise para var. Hangi cuvali alirsin?Ogrenci: "Para olan cuvalisecerdim..."Profesor: "Ben akil olan cuvalisecerdim..."Ogrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onusecer...Profesor cok sinirlenmis, ogrencininnot defterini alip icine "Okuz" yazmis. Ogrenci nota bakmadan odadan cikmis.Bir dakika sonra ogrenci kapiyiaralamis : "Sayin profesor, imzanizi atmissiniz, fakat notumu yazmayi unutmussunuz."- demis.


***


Üniversitenin büyük amfisinde 800 kisinin katildigi bir imtihan...Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevaplari yetistiremeyen kaliyor. Bu yüzden bütün talebelerharil haril kâgit dolduruyorlar. Ama birisi agirdan gidiyor. Biraz düsünüyor biraz yaziyor. Hiç aceleci bir hâli yok. Derken süre doluyor. "Getirin kâgitlariçocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildigi kadariyla kâgidini getirip masanin üzerine koyuyor. Veren çikiyor, veren çikiyor, masanin üzerindeki kâgitlar birikiyor. Sinifta hiç talebe kalmiyor. Bir kisi hâriç. Bizim agirdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor. Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkip kürsüye gidiyor ve kâgidini bir sonraki ders için hazirliklarini tamamlamakta olan profesöre uzatiyor. Profesör kizarak:

-Hayir! Çok geç kaldin. Artik senin kâgidini alamam...

Bizimki ters ters bakiyor:

-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?

-Yoo, aslinda bilmiyorum. Ne olacak?

Talebe bakislarini diklestirerek tekrar soruyor:

-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?

-Hayir bilmiyorum! Üstelik bu hiç de mühim degil!

-Iyi öyleyse, diyor bizimki ve yigili duran imtihan kâgitlarinin bir

kismini kaldiriyor ve araya kendi kâgidini koyup kâgitlari tekrar düzeltiyor. Sonra da:

-Iyi günler hocam, deyip profesörün saskin bakislari arasinda yürüyüp gidiyor.


***


cilgin felsefe hocasi 100 puanlik tek soruyu yanindaki sandalyeyi gostererek sorar:

"bana bu sandalyenin varolmadigini kanitlayin!"

100 puan alan tek ki$inin cevabi ise sadece $udur:

"hangi sandalye "


***


ilkokul 3. sınıf..soru: ormanların faydalarını sayınız.

cevap: ormanların faydaları saymakla bitmez.

sonuç: tam not


***


seviye:üniversite

ders:eğitim felsefesi

sınav:bütünleme

sınav şu sorudan ibarettir:"bildiğiniz iki soruyu yazıp cevaplayınız."

yanlız bir sorun vardır derse hiç devam etmemiş öğrenci dersin içeriğini hiç bilmemektedir.dolayısıyla kendine sorabileceği iki adet soru da bulamamaktadır. beyninin derinliklerinden, dönemin ilk dersine girdiğini hatırlar.bu derste duyduğu cümleden de yeterli doneyi almış.

soru 1: ilk milli eğitim bakanımız kimdir?

cevap: hasan ali yücel

soru 2: hasan ali yücel kimdir?

cevap: ilk milli eğitim bakanımızdır.

işlem tamamlanmıştır...

sınav sonucu:100


***


soru; ahmet hasim'in en unlu eserlerinin toplandigi eserin adi nedir

cevap; best of ahmet hasim


***


deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ______ ______ denir."

doğru cevap depremin magnitüdü'dür, fakat zeki bir arkadaşımız:

"helal olsun" yanıtıyla okulda efsane olmayı başarmıştır.


***


aşagıdaki konulara kısa ve etkili bir de değinen bir yazı yazın.

1. din

2. cinsellik

3. gizem

cevap:

allahım! hamileyim. acaba kimden?


***


ODTÜ Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri yıllık olan dersinin final sınavında sınıfa gelmiş ve sınav sorusu olarak tahtaya, "Why?" (Neden?) yazmış. Öğrenciler ilk önce ne yazacaklarını şaşırmışlar, sonra herkes birşeyler yazmaya başlamış. Yalnız bir öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş. Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış: "Why not?" (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan "100" almış.


***


Aynı hoca başka bir sınavda "risk nedir?" diye soruyor. Yine bir öğrenci sınavın ilk 10 saniyesinde teslim ediyor kağıdını. Kağıdın üst kısmında sadece isim-soyadı yazıyor, gerisi ise bomboş beyaz yaprak. En altta ise "İşte risk budur" diye yazıyor. Ve sonuçta da sınıftaki en yüksek notu alıyor.


***


Hocanın bir sonraki sınavında yine "Risk nedir?" sorusuyla karşılaşan öğrencimiz tekrar boş kağıt verince bu sefer 0 alıyor. Tabii koşa koşa hocaya gidip sebebini soruyor. İşte cevap: "Aynı şartlar altında, aynı riski iki kere almak aptallıktır!"


***


Hocamız bir başka sınavda derse giriyor ve tek soru soruyor: "Atatürk ne yaptı?". Bütün öğrenciler harıl harıl yazmaya başlıyor, kağıtları dolduruyorlar. Sınav sonucunda herkes ortalama notlar alıyor. Bir öğrenci ise 100 alıyor. Bu öğrencinin cevap kağıdında şu yazıyor: "Ne yapmadı ki!"


***


Bu tür öğrenciler ve değerlendirmeler Hukuk Fakültelerinde yok mu? Elbette var. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Hocanın biri sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın detaylarını vermiş ve sonucun ne olacağını sormuş. Tabii, bütün öğrenciler ha babam, de babam, sayfalarca yazmaya başlamışlar. Ama bir öğrenci kağıdını sınavın ilk dakikasında vermiş. Ve buna rağmen 100 almış. Öğrencinin yanıtı tek cümleymiş: "Devam eden dava hakkında yorum yapılamaz."


***


Bir efsane de tıpçılardan: Olay bir tıp fakültesinin anatomi dersinde geçiyor. Okulun en iyi hocası, anatomi dersine ilk kez giren öğrencilerine; "Tıpta iki önemli şey vardır" demiş, "İlki, hiç bi şeyden iğrenmeyeceksiniz!"Bunu söyledikten sonra işaret parmağını önündeki kadavranın makatına sokmuş, şööyle bir karıştırıp çıkarttığı parmağını hop diye ağzına sokmuş ve emmiş. Ardından öğrencilerden de aynısını yapmalarını istemiş. Genç tıp öğrencileri, kızara bozara aynı şeyi teker teker yapmışlar. Bunun üzerine Hoca öğrencilerine dönüp; "İkinci önemli şey ise çok dikkatli olmaktır" demiş ve eklemiş, "Mesela ben demin hastanın makatına işaret parmağımı soktum ama orta parmağımı emdim!"...


***


Bir kız yurdunda kalan kızlar, artık temizlik görevlisine olan kıllıklarından mıdır yoksa nerden çıktığı belli olmayan bir yurt geleneğinden midir, her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaya öperek iz bırakıyorlarmış. Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan kaldıramamış. Diğer yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Hemen bir duyuru yapıp, kızları toplantıya çağırmış. Neyse toplanmış bunlar. Müdür "Buyrun tuvalete" demiş. Hep birlikte, temizlik görevlisinin beklediği umumi tuvalete girmişler. Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş. Müdür "Arkadaşlar" demiş, "Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakın ve görün". Sonra görevliye bir işaret çakmış. Bizimki gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış, klozetteki suya daldırmış ve aynayı temizlemiş. O günden sonra bir daha o yurtta tuvaletlerde dudak izine rastlanmamış.


***


Bir üniversitede yangın çıkmış. İtfaiyenin raporuna göre:

Yangının, Kimya Bölümü'nden başladığı sanılıyor.

İnşaat Mühendisliği, yangını söndürmek için ne kadar su gerektiğini kabaca hesaplamış, kendi bölümlerindeki yangını söndürmüşler fakat bina sular altında kalmış.

Fizik Bölümü, yangın çok hızlı yayıldığı için yerini tespit edememiş.

Meteoroloji Bölümü, o gün yağmur yağma olasılığını hesaplamaktaymış.

Bilgisayar Mühendisliği, yangın söndürme programını bilgisayara vermiş, çıktı almayı bekliyormuş.

Matematikçiler, yangının söndürülebileceğini 2 dakikada kanıtlamışlar, ancak çözümün tek olup olmadığını araştırırken bölüm kül olmuş.

İlahiyat Fakültesi, Allah'ın işine karışmayı uygun görmemiş.

İstatistik Bölümü, örneğin güvenilir olması için 5 yangın daha başlatmış.

Tarih Bölümü, arşivde önceki yangınlarda ne yapıldığını araştırıyormuş.

Edebiyat Bölümü, "Yangın vaaar!" diye bağırıyormuş.

Felsefe Bölümü'nde, antik çağ felsefecileri 4 element fikrine göre ateşin düşmanının su mu yoksa toprak mı olduğunu,

çağdaş felsefeciler yangının objektif gerçekliği olup olmadığını tartışıyormuş.

Güvenlik görevlisi ise telefonla itfaiyeyi çağırmış.


***


Bir ögrenci, logistik+organisation dersinin yazili sinavinda kaliyor.

ögrenci: siz beni cezalandiriyorsunuz. bunu hic anliyormusunuz?

profesor: evet tabiki. yoksa nasil profesor olabilirdim.

ögrenci: iyi o zaman size birsey sormak istiyorum. eger dogru cevabi verirseniz,ben kötü notumu aliyorum ve gidiyorum. fakat bununla beraber eger cevabi bilemezseniz bana iyi not vereceksiniz.

prof: anlasildi tamam. sor bakalim.

ögrenci: Ayni anda yasal olupta mantikli olmayan nedir, mantikli olupta ama yasal olmayan nedir? ve de ne mantikli ne de yasal olmayan nedir?

profesor iyice bir düsündükten sonra hic bir cevap veremiyor. ve o ögrenciye iyi not vererek onu geciriyor. daha sonra profesor en iyi ögrencisini cagiriyor ve ayni sorulari ona soruyor.

ögrenci hemen cevap veriyor: siz 63 yasindasiniz ve 35 yasindaki bir bayanla evlisiniz. bu yasal ama bununla beraber mantikli degil. karinizin 25 yasinda bir dostu var, bu gerci mantikli ama yasal degil. Siz, karinizin dostuna iyi bir not veriyor ve onu geciriyorsunuz oysaki o sinifta kalmisti. bu ise ne mantikli ne de yasal.


***


Sevgili Günlük...

sevgili günlük;

-fakültede birinci gün-

bugün küçükken hep hayal ettiğim bölüme bir mühendis adayı olarak geldim. bir sürü insanla tanıştım herkes çok sıcak kanlı. hocalar fena değil.

-fakültede ikinci gün-

ortam çok güzel. bir yaramazlık yok. sanırım doğru tercihi yaptım. bu üniversite hiç bitmesin istiyorum.

-fakültede onuncu gün-

dersler yavaş yavaş yorucu olmaya başladık. bir de fakültede seksen kişiyiz ama sadece dört tane kız var. bu durum biraz kötü gibi görünüyor ama neyse buraya okumaya geldim. dersime girer gerisine eyvallah derim.

-fakültede otuzuncu gün-

dersler hafiften sıktı. ama sanırım bu da geçer. evimi de biraz özledim.

-fakültede sekseninci gün-

allah'ım bu işkence hiç bitmeyecek mi!!! bütün gün eşek gibi çalışıyorum. çok bunaldım. kafamı bile kaşıyamıyorum. 19 yaşından sonra bir sürü sivilcem çıktı

-fakültede yüzüncü gün-

artık dayanamayacağım. abazanlıktan ölüyorum. fakültede kız yok. intihar eğilimliyim. manik depresifim. geçen gün eski bir arkadaşla buluştuk çocuk beni tanıyamadı saç sakala karıştı daha 20li yaşların başında çöktüm. bu fakülte bitmez.


1.gün:

merhaba sevgili günlük

bugün ilk defa bölüm binalarımıza gittik baktım. süperdi. kocaman yav, bütün bu lablar falan... hepsini kullanacak mıyız? bu arada, türev integral görmüştüm lisede, bu sene kesin 4.0 gelir, hatta o yüzden ingilizce de almadım zaten.

1 hafta sonra

merhaba sevgili günlük

dersler bugün başladı. matematikte lisenin bi tekrarını yaptık hızlıca. sürekli derste söz aldım falan, acaip karizma yaptım lan. bu türkiye derecesi almış adamlar bunlar mı lan... kesin 4.0 gelir lan ortalamam. sonra da mit'e giderim artık master için.

3 hafta sonra

merhaba sevgili günlük

ya ben bu türevi falan öğrendiğimi sanıyordum, bayağı kafam karışıyor ya, dersin biraz gerisinde kaldım. şu derece almış adamlar ne gıcık ya, hocanın her yanlışını falan buluyorlar, ben zor takip ediyorum.

1 ay sonra

merhaba sevgili günlük

ilk sınav fena değildi ama pek yüksek alamadım, aa almak çin diğerlerine kasmam gerekecek. her hafta sınav, her hafta sınav, yuh ya! şu derece almış adamlarla mı çalışsam ki

ilk dönem sonu

merhaba günlük

lan var ya az kalsın calculus ten kalıyordum. var ya bu dönem hayvan gibi çalışıp alıcam aa yı, gösterecem onlara. ingilizce sınavına girseydim keşke, ortalama artardı bari.

2. dönem ortası

merhaba günlük

bu algebra hocası sinir yav. o kadar şey yapıyorum 100 üstünden 10 verdi ya, itiraz edicem ya. artık çalışmıyorum yav. bu arada torment te karakterim hayvan gibi gelişti lan, baldurs gate in de sonuna geldim.

2. dönem sonu

selam hoca

lan kaldım algebra dan ya..s.çayım ben bu hocaya, itirazımı kabul etmedi. ortalamaya bak, unsatisfactory(yetersiz) anasını satayım, neymiş 4.0 yapacakmışım, de get... lan var ya ingilizce sınavına giremedim ya, yuh be. bu yaz alayım şu dersi bari de bitsin. lan bütün yaz planlarım gitti ya. daldık oyuna falan, mal gibi, hatun da kaldıramadım zaten.


sevgili gunluk,

bugun kampusun icindeki agacli yoldan 2452. defa gectim. dun birinci siniflar geldi, beni hoca zannedip soru sordular? zor başımdan savdim deyyuslari. birde bunlarla ayni sinifta ders mi alacagim ben? allahim sen bana sabir ver. gunluk, bugun ogrenci isleri beni cagirdi, calculus ve quantum fizigini bu sene de alamazsam okuldan atacaklarmis. atin dedim anasini satayim. benim hayatim kaymis zaten, bir tekmede siz vurun. gunluk, allah belani versin senin e mi? bak bak hic orali da olmuyor. aloo bisey anlatiyoz di mi? annem gine basimin etini yiyor. oglum sen ne zaman bir baltaya sap olacan diye. askerlik subesinden de ihtar geldi. 12. mekanize piyade bolugu beni bekliyormus, komutanin selami varmis. alip basimi gidecem buralardan.


sevgili gunluk,

cevremde arkada$lar "eski sevgili, eski sevgili" diye birinden bahsediyorlar. hep o'nu du$unup kah iciyorlar, kah huzunlenip agliyorlar. butun muhendislik kitaplarina baktim, daha kim oldugunu ogrenemedim. galiba kuantum fizikcisiymi$ bu eski sevgili.


sevgili gunluk,

arkada$larla oturduk hesapladik, bizim binada erkek ba$ina du$en kiz 11 kilo 350 gram civarinda. bu hesabi yaparken hesaba kantindeki ablayi da kattik. oysa o abla bizden buyuk. kendimi cok kotu hissettim. o'nu eklemeyelim hesaba dedim, 11 kilo 325 gram cikiyor diye kizdilar ve beni dinlemediler. abazanlik ne noktaya gelmi$, tiskiniyorum muhendislik disiplininden... o ablanin yerine arada sirada gelen bayan guvenlik gorevlisini yazsak daha iyiydi aslinda. bir de adam ba$ina 11 kilo 350 gram kiz du$uyorsa, kime neresi du$ecek diye tarti$tik arkada$larla... herkes malum bölgeleri isteyince kavga cikti... elektrikte gicik oldugum cocuga patlattim bir tane. o gecen sene 1-2 hafta bir kizla ciktiydi. yalaka i.ne


sevgili günlük;

bugün okulun son günü ve yarından tezi yok genç bir makine mühendisi olarak aileme ve memleketime faydalı olacağım için çok ama çok mutluyum; o yüzden bugün en sevdiğim kareli gömleğimi giydim ve daha sonra onu güzelce pantolonumun içine sokarak en sevdiğim kıyafetim ile mezuniyete katılmaya gittim,

ama sevgili günlük bu kadar güzelliğin arasında yine de kafamı karıştıran bir mevzu yok değil; dün mezuniyet töreninden sonra annem beni dizinin dibine oturttu ve bana artık bir kız bul evlen dedi; ama o dediği şeyin ne olduğunu ve nasıl bulunacağını ben bilmiyorum; arkadaşlarıma sordum onlar da bilmiyorlarmış ama termodinamikte kullanılan bir katsayı olabileceğini söylediler, yarın eski kitaplarımı açıp şöyle bir karıştıracağım orada yazar herhalde, bir de bu kız denen algoritmanın "ki" serisinin nin "z" açılımından türevi olabileceğini tahmin ediyorum ama onun için de calculus kitaplarına bir göz atmam gerekecek, nasıl işler bunlar hiç anlamıyorum,


sevgili günlük,

bugün mimarlık fakültesinden bir grup yanıma gelip mühendislik okuyup okumadığımı sordu. bir anlam veremedim. naif bir gülümseme ile nereden anladıklarını sorduğumda "tabii ki kot pantolon üstüne içeri içeri sıkıştırılmış gömlek!" dediler.


sevgili günlük;

21 ekim 2004 persembe

bugun nisantasina ciktim, sokakta garip garip adamlar var, pantolon giymiyorlar, yürüyken oralarini buralarini hoplatiyorlar ve oralari buralari normalden fazla büyük... anlayamadim nedir...

22 ekim 2004 cuma

arkadaşlar o dün gördüğüm şeyin "kadın" olduğunu söylediler... kadın...hımm birşeyler anımsatıyor ama...

23 ekim 2004 cumartesi

bugun iş güç yok... evdeyim... sabah kalktim... fibonaççi dizisinin 1357. elemanini hesapladim... kaktüsün alanini integral kullanarak buldum... riemann'a fatiha okudum...

24 ekim 2004 pazar:

fashion tv diye bir kanal buldum, bütün gün bilimkurgu uzayli falan gösteriyorlar...


sevgili gunluk,

saat 3:00 bu odevin sabaha bitmesi lazim baska kagit yok kusura bakma....

1.) given p(x)= a.exp(k.(x-nx))

where a= by / (2e(1/f)) define.....

.......

....


sevgili gunluk,

bugun arazide yeraltina gaz biriktirme fizibilitesi yaparken birara gozum laptopun mouse una takildi..bulundugum yer bir tarlaydi ve mouse da uzerinde duruyordu..birden aaa tarla faresiiii diye gulmeye basladim..cok egleniyorum yani bildgin gibi degil kendi capimda...


bölümde 1. sene

okul bitsin dünyayı kurtaracagım

bölümde 2. sene

okul bitsin türkiyeyi kurtaracağım

bölümde 3. sene

okul bitsin ailemi kurtaracağım

bölümde 4. sene

okul bitsin kendimi kurtaracağım

bölümde 5. sene

yeter ulan m.... k....... okulu bitsin


***