Baccano!
31.12.2009
Sıkı Anime takipçilerinin aksine Miyazaki yapımları dışında çok sık ziyaret etmediğim bu dünyaya Death Note'u izleyerek bir kez daha uğramış oldum. Death Note 37 bölümlük sıra dışı zeka oyunları içeren bir seri (filmi de var ama bence olmamış). Ama "öyle böyle değil" kıvamında hatta kanımca kendi türünü yaratmış bir başyapıt, hayatımda hiç izlemediğim kadar nefes kesen bir tenis maçını içeren "manyak" dizi. ANCAK dizi ilk bölümünden son bölümüne kadar ele alındığında kusursuz değil ve sonlara doğru başlardaki heyecanı kayboluyor. Hatta insan ister istemez "keşke daha uzatmasalarmış", "keşke böyle olmasaymış", "yazık oldu canım diziye" vb. gibisinden düşüncelere dalmaktan kendini alamıyor.
Death Note işte böyle çok güzel ve ümit verici başlayıp sonu olmamış dedirten bir anime. Aslında o kadar değişik ki tamamını izledikten sonra ağzınızda kalan yarım tadı tamamlamak için benzer bir türünü bulmak için kendinizi parçalamanız işten bile değil. Şahsen bu tadı tamamlayabilmek için yaklaşık 1,5 aylık araştırma, deneme ve yanılma süreçleri sonunda Death Note'dan daha az popüler ancak ilk bölümden son bölüme kadar izlediğinizde kendine hayra bırakan ve heyecan azalması yaşamayacağınız bir anime keşfettim:
Baccano!'da kendinizden izler bulmanız (Bkz. alttaki resimdeki Isaac ve Miria aynı biz :)), aynı anda birden çok türde dizi izliyormuş hissine kapılmanız ve zaman zaman orada olmayı dahi istemeniz mümkün. Baccano!'da başrolde çok sayıda karakter olması ise keyif katsayınızı artırıcı başka bir unsur.
İki diziyi de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim!